Bireyin dünyayı anlamlandırması, bilişsel olarak kavramlara yüklediği anlama ve kavramları anlamına uygun kullanma yeterliğiyle ilişkilidir. Anlamlandırmada bu denli önemli olan kavramlaştırma süreci, duyum kanallarından gelen uyaranların bilişe hangi yollarla nasıl etkinleştirilerek geldiğine, etkinleştirmenin sembolik sistemde nasıl bir yol izlediğine, uyaranın niteliğine, içinde sunulduğu bağlama ve bireysel değişkenlere bağlıdır. Bilişte varlıkların somut niteliklerinin yanı sıra soyut özellikleri de algılanmaktadır. Varlıkların soyut yanlarını açıklayan soyut kavramlar, somut kavramlara göre çok daha koordineli, çok daha içsel ve çok daha çok ilişkisel özelliklere sahiptir. Öğrenme öğretme sürecinde öğrencilerin, algıladıkları özellikleri adlandırmaları, analojilerden faydalanarak benzer ve farklı yanlarını keşfedip ilişkilendirmeleri, kategorik olarak sınıflamaları, genellemeler yaparak sonuçlar çıkarmaları ve kavramları niteliklerine uygun kullanmaları, onları kavramsal düşünme sürecinde yeterli hale getirir. Bu sürecin etkin kullanımı çevreden destekleyici nitelikte uyaranlar almasına bağlıdır. Öğretim ortamında ise bunun sağlandığı en uygun ortam çoklu öğretim ortamlarıdır. Bu süreçte öğrencinin soyutlamalar yapması, varlıklarım niteliklerini adlandırması, sınıflaması, ilişkilendirmesi, genellemeler yoluyla çıkarımda bulunması ve işlevine uygun kullanması varlıkların niteliklerinin bilişe aktarılma süreciyle ve öğrenme ortamıyla ilgili değişkenlerin ele alınmasını ön plana çıkarmaktadır. Bu düşünceden hareketle varlıkların niteliklerinin algılanması ve bilişe iletilmesinde işe koşulan öğrenme ortamlarının kavramlaştırma sürecine etkisinin incelenmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla problem cümlesi ortaokul 5. sınıf öğrencilerinin Sosyal Bilgiler dersi "Bölgemizi Tanıyalım" ünitesinde yer alan kavramları öğrenmelerinde çoklu ortama dayalı öğretimin etkisi nedir? şeklinde yapılandırılmıştır. Araştırmanın Yöntemi: Araştırmada ortaokul 5. sınıf Sosyal Bilgiler dersi "Bölgemizi Tanıyalım" ünitesinde yer alan 24 kavramın öğretimine mevcut öğretim ortamıyla çoklu öğretim ortamının etkisi karşılaştırılmıştır. Bu amaçla ön test son test modeline dayalı deney ve kontrol grupları oluşturulmuştur. Deney ve kontrol gruplarının ilgili ünitedeki kavramları niteliklerine uygun kullanma düzeyleri ve sosyal bilgiler dersine karşı tutum düzeyleri açısından denkleştirilmiştir. Araştırmada Kullanılan Ölçme Araçları: Araştırmacılar tarafından geliştirilen kavram testinin madde analizleri sonucu alpha güvenirlik katsayısı .703 testinstandart sapması 3,004, aritmetik ortalaması 8.831 skewnes -0,328 ve kurtosis -0,668 ve mean biserial ise 0,595 olan 28 soru yer almıştır. Ölçme aracının ortalama güçlüğü 0.48 ve Kr-20 güvenirliği .73 olarak bulunmuştur. Öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersine karşı tutumlarını belirlemek için 28 soruluk tutum ölçeği geliştirilmiştir. 5'li likert tipinde hazırlanan Sosyal Bilgiler Dersi Tutum Ölçeğinin güvenirlik katsayısı r .845 bulunmuştur. Açımlayıcı faktör analizi sonucu Kaiser-Meyer-Olkin Measure of Sampling Adequacy 909; Bartlett's Test of Sphericity testi sonucu 378 serbestlik derecesinde Chi-Square 2489,189 olarak hesaplanmıştır. Ölçek üç alt faktörden oluşmuş olup üç faktör toplam varyansın 53,683'nü açıklamaktadır. Bulgu, Sonuç, Yorum ve Öneriler: Araştırmada uyaran açısından çoklu ortamda kavramları öğrenen öğrencilerle mevcut öğrenme ortamında kavramları öğrenen öğrencilerin ön test ve son test puanları üzerinde tek yönlü varyans analizi yapılmıştır. Kavramları işlevsel kullanmada (F: 19,04); adlandırmada (F: 5,95), sınıflamada (F: 10,03) değerleri tablo F değerinden büyük bulunmuştur. İki grubun aritmetik ortalamaları arasında fark "adlandırma", "sınıflama" ve "genelleme" düzeyinde deney grubunun lehine istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu göstermektedir. Kavramları "adlandırma", kavramları "birbiriyle ilişkilendirme ve sınıflama", "genellemelere ulaşma" ve kavramları "işlevine uygun kullanma", düzeyleri arasında 52 serbestlik derecesinde P<.05 anlamlılık düzeyinde deney grubu lehine anlamlı bir fark olduğunu göstermektedir. Kavramları çoklu ortamda öğrenen öğrencilerle mevcut sınıf ortamında öğrenen öğrencilerin Sosyal Bilgiler dersine karşı tutumları arasında deney grubu lehine anlamlı bir ve farklılığın olduğu görülmektedir. Kavramların niteliklerinin öğretiminde çoklu ortamın daha etkin olduğu, bilginin birden fazla duyum kanalına dengeli yüklenmesinin öğrencilerin kavramları adlandırma, sınıflama, genelleme yeterliklerini olumlu yönde etkilemektedir. Kavramlaştırma sürecinde bilişin işlevini yerine getirebilmesi büyük ölçüde duyum kanallarından gelen uyaranları etkili, doğru ve yeterli düzeyde bilişe aktarılmasına yardım etmektedir. Kavramların somut ve soyut yönlerine ilişkin özelliklerini keşfetmelerini ve anlamlarını artırdığı anlaşılmaktadır. Öğrenme-öğretme sürecinde bilginin duyum kanallarına aşırı yüklenmeden dengeli dağıtılarak kullanılması çoklu öğretim ortamında başarıyı artırmaktadır. Sonuç olarak, uyaran zenginliği içeren ortamlara öğrencilerin hem analitik ve hem de bütüncül öğrenmelerini sağlamakta, öğrendikleri arasında bağ kurmalarını kolaylaştırmaktadır. Çoklu ortamlardan gelen uyaranlar çocuklarda, kavramların niteliklerini algılamayı kolaylaştırdığı gibi daha kısa sürede de olsa öğrencilerin derse karşı tutumlarında iyileşmeye yol açmaktadır. Öğrenciler içinde yaşadıkları çevrede kullanılan sözcükleri kullanarak kavramları adlandırır, birbiriyle ilişkilendirir yeni çıkarımlarda ve genellemelerde bulunur, kavrama yeni boyutlar katarak içeriğe uygun anlamları birbirine bağlar. Bu araştırmanın bulgularına dayalı olarak, aşağıdaki öneriler dile getirilmiştir. 1. Öğretmenlerin kavram öğretiminde öğrencilerine daha etkili öğrenme yaşantıları sağlayabilmeleri için, kavram öğretimi, bilişim teknolojileri, öğretim materyali hazırlama gibi yeterlikleri edinmeleri sağlanabilir 2. Öğretmenlere kavram öğretim sürecinde, öğretim teknolojilerini ve |