Yazarlar |
Hüseyin KURT
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, Türkiye |
Özet |
İslam düşünce tarihinde öne çıkan şahsiyetlerden Muhyiddin İbnü'l-Arabî (1240) ile Bediüzzaman Said Nursi'nin (1960), aralarında yedi yüzyıl olmasına rağmen düşünce sistemlerinde birçok ortak nokta bulunmaktadır. Her ikisi de Kur'an'ı esas alarak yüksek bir irfan düzeyine ulaşmış ve etkili eserler ortaya koymuşlardır. Etkileri günümüzde de devam etmektedir, çünkü onların dilleri ve tefekkür dünyaları evrenseldir. Birçok İslam âlimi gibi Bediüzzaman da, İbn Arabî'nin fikirlerinden etkilenmiştir. Eserlerinin birçok yerinde ondan ve onun görüşlerinden söz etmiştir. Fakat Bediüzzaman'ın eserlerini toplayan Risale-i Nur Külliyatı, daha çok, çağımızda İslam'a yönelen pozitivist, rasyonalist, v.s. tehditler karşısında, iman hakikatlerinin kelâmî bir dille yeniden tahkim ve tedvininin ürünüdür. Bu makalede, önce Risale-i Nur'un irfani gelenek içerisindeki yeri araştırılarak, İbn Arabî ile Bediüzzaman arasındaki bazı ortak yönler üzerinde durulacaktır. Daha sonra Bediüzzaman'ın vahdet-i vücud ve vahdet-i şuhud görüşlerine yönelttiği eleĢtiriler ele alınarak, onun bu düşünce karşısında geliştirdiği fikirler ortaya konacaktır. |
Anahtar Kelimeler |
Makale Türü | Özgün Makale |
Makale Alt Türü | Ulusal alan endekslerinde (TR Dizin, ULAKBİM) yayımlanan tam makale |
Dergi Adı | Tasavvuf, İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi (İbnü’l-Arabî Özel Sayısı-2) |
Dergi ISSN | 1302-3543 |
Dergi Tarandığı Indeksler | EBSCO HOST ve ULAKBİM asos |
Makale Dili | Türkçe |
Basım Tarihi | 01-2009 |
Sayı | 23 |
Sayfalar | 543 / 581 |