img
img
OMUZ BÖLGESİ KEMİKLERİNİN CİNSİYET TAYİNİ AÇISINDANMORFOLOJİK VE MORFOMETRİK İNCELENMESİ
Tez Türü Yüksek Lisans
Ülke Türkiye
Kurum/Üniversite Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi
Enstitü Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Anabilimdalı Anatomi Ana Bilim Dalı
Tez Onay Yılı 2025
Öğrenci Adı ve Soyadı Ruken ÖNCÜ
Tez Danışmanı DOÇ. DR. TUFAN ULCAY
Türkçe Özet Yaşayan ya da ölü kişilerin vücut kalıntıları kullanılarak diğer insanlardan ayırt edilmesine yarayan özelliklerinin ortaya konulmasına kimliklendirme adı verilir. Kimliklendirmede kalıntının insana ait olduğu tespit edilmesinden sonra cinsiyet tayininin yapılması gerekir. Bireyin tüm iskeletlerine ulaşılması yanı sıra sağlam bir şekilde ulaşmakta çoğu zaman mümkün olmamaktadır. Bu durumlarda cinsiyet tayini için diğer kemikler içinde daha dayanıklı olmaları hasebiyle uzun kemikler de tercih sebebidir. Çalışmamızın amacı omuz kuşağını oluşturan humerus, scapula, clavicula kemiklerinin cinsiyet tayini üzerinde anlamlı etkisi olup olmadığını araştırmaktır. Çalışmamızın örneklemi Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalındaki CT görüntüleri çekilen 18-55 yaş aralığındaki toplam 113 erkek, 104 kadın olmak üzere 217 bireyden oluşmaktadır. DICOM dosyalarında ölçümler PACS programı üzerinden santimetre (cm) ve derece (°) cinsinden hesaplanarak retrospektif olarak gerçekleştirilmiştir. Görüntüler üzerinden 12 liner, 5 açısal ölçüm olmak üzere toplam 17 ölçüm alınmıştır. Çalışma sonucunda caput humeri çapı ve cavitas glenoidalis genişliği değişkeni için ROC eğrisi altındaki alanın (AUC) istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur (caput humeri çapı AUC: 0,905 , %95 CI: 0,864-0,946, p=0,000; cavitas glenoidalis genişliği AUC: 0,913 , %95 CI: 0,875-0,951, p=0,000). Caput humeri çapı değişkeni ölçümlerine 4,16 cm'lik bir kesme değeri uygulandığında gözlenen duyarlılık % 83,2 ve özgüllük %.85,6 olarak bulunurken cavitas glenoidalis genişliği ölçümlerine 2,78 cm'lik bir kesme değeri uygulandığında gözlenen duyarlılık % 82,3 ve özgüllük %.90,4 bulunmuştur. Bu değerler caput humeri çapı ve cavitas glenoidalis genişliği değişkeninin cinsiyet belirleme için duyarlı, özgül bir sınıflandırmayı kolaylaştırabileceğini ve önemli bir tanısal faydaya sahip olduğunu göstermektedir. Adli tıp ve antropolojide bedenden ayrı olarak bulunan üst ekstremitenin cinsiyet tayininde cinsel dimorfizim üzerinde güçlü bir etkiye sahip olması izole bulunan ekstremitenin teşhisini de kolaylaştıracağı kanaatindeyiz.
İlgilizce Özet Identification is the process of identifying the features that distinguish living or dead people from other people using their body remains. In identification, after determining that the remains belong to a human, gender determination must be made. In addition to reaching the entire skeleton of the individual, it is often not possible to reach them intact. In such cases, long bones are also preferred for gender determination because they are more durable than other bones. The aim of our study is to investigate whether the humerus, scapula, and clavicle bones that form the shoulder girdle have a significant effect on gender determination. The sample of our study consists of 217 individuals, 113 male and 104 female, between the ages of 18-55, whose CT images were taken at the Radiology Department of Kırşehir Ahi Evran University Education and Research Hospital. Measurements in DICOM files were performed retrospectively by calculating them in centimeters (cm) and degrees (°) via the PACS program. A total of 17 measurements, 12 liner and 5 angular measurements, were taken from the images. The area under the ROC curve (AUC) for the caput humeri diameter and cavitas glenoidalis width variables were found to be statistically significant (caput humeri diameter AUC: 0.905, 95% CI: 0.864-0.946, p=0.000; cavitas glenoidalis width AUC: 0.913, 95% CI: 0.875-0.951, p=0.000). When a cut-off value of 4.16 cm was applied to the measurements of the caput humeri diameter variable, the observed sensitivity was 83.2% and specificity was 85.6%, while when a cut-off value of 2.78 cm was applied to the measurements of the cavitas glenoidalis width, the observed sensitivity was 82.3% and specificity was 90.4%. These values indicate that the caput humeri diameter and cavitas glenoidalis width variable can facilitate a sensitive, specific classification for sex determination and has significant diagnostic utility. In forensic medicine and anthropology, we believe that the fact that the upper extremity found separated from the body has a strong effect on sexual dimorphism in sex determination will also facilitate the diagnosis of the isolated extremity.